loader image

1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.

(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.

Yağma Suçu, diğer adıyla gasp suçu, zilyetliği başkasına ait bir menkul malın “cebir” veya “tehdit” kullanılarak alınmasıyla oluşur. TCK’nın 148. ve 150. maddeleri arasında düzenlenen yağma suçu, mağdurun malvarlığına yönelik gerçekleştirilen haksız bir eylemdir.

Yağma suçu; failin, menkul bir malı faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit kullanmak suretiyle malın zilyedini bu malı kendisine teslim etmeye veya bulunduğu yerden alınmasına karşı koymamaya zorlaması ile oluşur. Bu nedenle, suçun konusu herhangi bir menkul maldır. Yargıtay içtihatlarına göre gayrimenkul mal yağma suçunun konusu olamaz.

Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır (CGK-K.2021/114).

Hırsızlık suçu ile gasp suçu arasında ortak olan fiil, “başkasına ait olan malın alınması” fiilidir. Yağma suçu, hırsızlık suçunun unsuru olan “başkasına ait olan malın alınması” fiiline ek olarak, malın alınması esnasında  ”cebir” veya “tehdit” kullanılması ile vücut bulan bileşik bir suçtur.

Yağma suçunun vücut bulması için malın mutlaka sahiplenme kastıyla mağdurdan alınması şart olmayıp geçiçi olarak maldan faydalanma veya kullanma kastı ile hareket edilmiş olması halinde dahi suçun unsurları meydana gelir. Yağma suçunun koruduğu hukuki değerler kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyettir. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

DAĞLAR HUKUK BÜROSU

Yağma Suçunun (Gasp Suçunun) Şartları

Başkasına Ait Olan Malın Alınması

Gasp (Yağma) suçu ile hırsızlık suçunun en önemli ortak unsuru başkasına ait malın alınmasıdır. Başkasının malın zilyedi olması yeterlidir, zilyedin elinden malın alınmasıyla her iki suç oluşur. Zilyetlik,  bir mal üzerinde fiili hakimiyete sahip olma anlamına gelmektedir. Bu nedenle mülkiyet kavramından daha geniş bir kavramdır. Aynı ev içerisinde yaşayanlar ev eşyaları üzerinde birlikte zilyetlik hakkına sahip olduklarından, aynı ev içerisinde yaşayan kişilerin ortak ev eşyalarını alması halinde hırsızlık veya gasp suçu oluşmaz. Doktrinde ve uygulamada yalnız taşınır malların alınmasının yağma ve hırsızlık suçuna vücut verebileceği kabul edilmektedir.

Senet yağması da ayrı bir fıkra ile TCK md.148’de düzenlendiğinden, bir borç senedinin cebir veya tehdit kullanılarak alınması veya borç senedini hükümsüz kılacak makbuzun mağdurun elinden alınması da yağma suçunu oluşturur. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

Yağma Suçunda Cebir ve Tehdit

Tehdit,  bir kimsenin iç huzuruna, karar verme hürriyetine ve serbest hareket etme özgürlüğüne yönelik bir müdahale olup suç teşkil eder. Cebir ise bir kimseye bir şeyi yapması veya yapmaması için zor kullanmak olarak tarif edilebilir.

Hırsızlık suçunda, cebir ve tehdit uygulanmadan mağdurun zilyedi olduğu mal rızası dışında alınmaktadır. Oysa gasp suçunda mağdurun zilyedi olduğu mal, cebir ve tehdit kullanılarak alınmaktadır. Cebir ve tehdit, iki suç arasındaki ayrım çizgisidir.

Yağma suçunda mağdur tehdit edilmekte veya mağdura cebir uygulanmaktadır. Mağdur, kendisinin veya başkasının hayatı, vücut veya cinsel dokunulmazlığına karşı saldırı yapılacağı yönünde tehdit edilebileceği gibi malvarlığı yönünden büyük bir zarara uğratılacağı yönünden de tehdit edilebilir. Örneğin, failin sokakta mağdurun yolunu keserek “cebindeki parayı vermezsen seni bıçaklarım” şeklindeki tehditi üzerine korkususundan cebindeki parayı veren mağdura karşı yağma suçu işlenmiş sayılır. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

Kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığı ile birlikte malvarlığını da koruyan yağma suçu değerlendirilirken “cebir” ve “tehdit” kavramları dikkatlice ele alınmalıdır:

Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır.

Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir, ‘‘bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma’’ anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan ‘‘zor’’, fiziki zorlamadır. İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Tehlikenin büyük olup olmadığı daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözönüne alınarak somut olayda nicelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yine yağmadan bahsedilemez (Y6CD-K.2018/504).

Belirli Bir Miktar Parya Özgülenmiş Yağma Suçu

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, Dairemizce de benimsenen (Örneğin Y.C.G.K’nın 20/05/2014 tarihli, 2014/6-617 esas ve 2014/271 sayılı kararında olduğu gibi) istikrar bulmuş içtihatları uyarınca; sanık ya da sanıkların iradelerinin baştan itibaren mağdur ya da mağdurlardan belirli bir miktar parayı almaya özgülenmesi durumunda, değişik zamanlarda birden fazla fiil işlenmiş olsa ya da birden fazla mağdura karşı işlense bile, sanık ya da sanıkların eylemlerinin tek bir nitelikli yağma suçunu oluşturduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle sözü edilen içtihatlar uyarınca, belli bir miktara özgüleme varsa her biri müstakil yağma suçunu teşkil eden fiiller farklı zamanlarda işlenmiş olsa ve/veya birden fazla mağdura (örneğin; iş ortağı, kardeş gibi) karşı işlenmiş olsa bile, fail ya da faillerin tek bir yağma suçundan sorumlu tutulması gerekecektir (Y6CD-K.2022/7816).

Nitelikli Yağma
Madde 149- (1) Yağma suçunun;

  1. Silahla,
  2. Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
  3. Birden fazla kişi tarafından birlikte,
  4. (Değişik: 18/6/2014-6545/64 md.) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
  5. Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
  6. Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
  7. Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
  8. Gece vaktinde,
    İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Daha az cezayı gerektiren hâl
Madde 150- (1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.

Yağma Suçu Özellikleri

Soruşturma Usulü

Kural olarak yağma suçunun Türk Ceza Kanununda yer alan 148. maddesinde ki yağma suçunun basit hali ile 149. maddesinde yer alan yağma suçunun nitelikli halinin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi değildir. Suç işlendiği öğrenilir öğrenilmez derhal Savcılık tarafından resen soruşturma başlar. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

Kovuşturma Usulü

Yağma suçunda bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik  bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi cezalandırılmaktadır. Yağma suçunu soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi değildir. Savcılık tarafından resen soruşturma yapılmaktadır. Mahkeme tarafından resen kovuşturma yapılmaktadır. Mağdurun veya müştekinin şikayetten vazgeçmesi halinde dava düşmeyecektir. Mahkeme tarafından davaya devam olunarak sanığın suçu işlediği kanaatine varıldığında failin cezalandırılması yoluna gidilecektir. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

SENET YAĞMASI :

TCK m.148/2’e göre “Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kâğıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.”
Senet yağması suçunda konu kişinin borç altına sokulabileceği bir senet veya senet haline getirilebilecek bir kağıttır. Fail sadece senedin teslimine veya alınmasına karşı koyarak değil, senedi imzalamaya veya imha etmeye ya da imhasına karşı koymamaya mecbur bırakmak şeklinde de senedin yağması suçunu işlemesi söz konusu olabilecektir.

Yağma (Gasp) Suçunun Cezası

Basit Yağma Suçu (TCK 148)

Suçun basit şeklinden kasıt, bir kişinin gündüz vakti hiçbir silah veya alet kullanmadan, kendisini tanınmayacak hale koymadan, bir suç örgütü üyesi olmadan, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak bir kişiye karşı olmaksızın, başkasına ait bir malı cebir ve tehdit kullanarak almasıdır. Senet yağması da suçun basit şekli olarak nitelendirilmektedir.

Yağma suçunun en basit şeklinin cezası 6 yıl ile 10 yıl arasıdır.

Nitelikli Yağma Suçu (TCK 149)

Suçun nitelikli halinden kasıt suçun daha ağır cezayı gerektiren şeklidir, suçun aşağıdaki hallerden biriyle işlenmesi gasp suçunun nitelikli bir şekilde işlenmesidir:

a) Yağma Suçunun Silahla İşlenmesi: TCK uygulamasında silah çok geniş bir kavramdır. Her şey silah olabilir. Örneğin, sopa, tırnak makası, kalem, taş veya başkaca silah olarak kullanılmaya elverişli her türlü alet.

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi: Örneğin, kişinin gasp suçunu işlerken maske takması cebir ve tehdidin gerçekleşmesini kolaylaştırır.

Failin, kendini tanınmayacak hale koyarak yağma suçunu işlemesinde ele geçirilmesi ve suçun aydınlatılması güçleştireceği gibi ayrıca bu hal mağdurun kendini savunmasını zorlaştıracak ve duyduğu korkuyu da arttıracak olması nedeni ile bu durum suçun nitelikli hali olarak kabul edilip, 5237 sayılı TCK.nın 149/1-b maddesinde düzenlenmiştir. Failin teşhisini zorlaştıracak biçimde dış görünüşünde yaptığı her türlü değişiklik bu ağırlatıcı neden kapsamındadır. Söz konusu kanun normunun gerekçesinde de, örneğin tehditin imzasız veya korku salmış bir kişinin ismiyle veya rumuzuyla yahut sahte imzayla imzalanmış bir mektupla yapılmış olması halinde, faile bu nitelikli halin uygulanacağı açıklanmıştır. Somut olaya gelince yakınanın kapısının önüne, kendi adını belirtmeden veya kim olduğuna dair bir ifade kullanmadan imzasız mektup bırakıp tehdit ederek para isteyen sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 149/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu düşünülmeden, anılan Yasanın 148.maddesi ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Y6CD-K.2014/4836).

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi: Failin yağma suçunu işlerken kendisi dışında en az bir kişiyle daha birlikte hareket ederek suçu işlemesi halinde suç, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş sayılır.

d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde işlenmesi: Yol kesmek, seyahat özgürlüğü gibi hakları da ihlal eder. Yağma suçunun kapalı mekanlarda işlenmesi, insanların konut ve işyerlerinin daha dokunulmaz bir alan olması nedeniyle ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.

e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi: Akıl zayıflığı veya hastalığı bulunan kişiler, çocuklar, yaşlılar gibi kendisini savunamayacak durumda olan kişilere karşı işlenen yağma suçları açısından daha ağır ceza öngörülmüştür.

f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi,

g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,

h) Gece vaktinde.

Bu hallerde, gasp suçunun nitelikli şekli işlendiğinden suçun cezası da artmaktadır.

Yağma suçunun nitelikli hallerinden birinin işlenmesi halinde suçun cezası, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Yargıç birden fazla nitelikli halin işlendiğini görürse suçun cezasını alt sınırdan ayrılarak belirler. Örneğin, mağdura karşı birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla gasp suçu işlendiğinde yargıç alt sınır olan 10 yıl değil, alt sınırdan ayrılarak 12 yıl ceza verebilecektir. Yargıç, hangi oranda alt sınırdan ayrılacağını belirlerken bazı kriterlere dikkat etmek zorundadır. Suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, failin kastının yoğunluğu, failin amacı ve saiki ceza miktarının belirlenmesinde ölçü olarak alınacaktır.

Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenen Yağma Suçu

Yağma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi eylemin mağdur üzerindeki korkutucu gücü ve mağdurun kendisini savunmasını zorlaştırarak söz konusu suçun daha kolay işlenmesini sağlaması nedeniyle nitelikli hâl kapsamına alınmıştır. “birden fazla” terimi iki ve daha fazla kişiyi ifade eder. Bu nitelikli hâlin uygulanması için birden fazla kişinin TCK’nın 37. maddesi kapsamında suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştirmeleri gerekir. Suçun birden fazla kişi tarafından işlendiğinin kabulü için önemli olan mağdurun üzerinde eylemin birden fazla kişi tarafından işlenmesinin oluşturduğu zorlayıcı etki değil, faillerin iştirak iradesi içerisinde birbirlerinden cesaret alarak bu eylemi gerçekleştirmiş olmalarıdır. Birden fazla kişiden birinin dışındakileri mağdurun görmemesi durumunda da bu nitelikli hâlin uygulanması gerekmektedir. (Osman Yaşar, Hasan … Gökcan, Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, 2014, 2. Baskı, s. 4827.).

Suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olarak suça iştirak etmeleri hâlinde bu nitelikli hâl oluşmaz (YCGK-K.2019/690). “Birden fazla kişi” kavramı, suçu iştirak eden müşterek failleri ifade etmektedir. 1-Yağma (Gasp) Suçu Nedir?

Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Amacıyla Yağma Suçu

Yağma suçunun var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi gizli veya açık, var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücünün, kişileri paniğe kapılacak surette korkutabilmesi nedeniyle (Ali Parlar, Muzaffer Hatipoğlu, Türk Ceza Kanunu Yorumu, Seçkin, 2008, 2. Baskı, s. 2301.) nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli hâlin uygulanması için gerçekte böyle bir örgütün var olması gerekmez. Failin bir şekilde var olan veya varsayılan bir örgüt adına hareket etmesi, onun korkutucu gücünden yararlanması yeterlidir. Fail tehdidini kuvvetlendirmek ve mağdurun beklenen mukavemetini daha kolay kırmak için böyle bir örgütün varlığını ima etse dahi bu nitelikli hâl gerçekleşir. (Mahmut Koca, İlhan Üzülmez,Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet, 2019, 6. Baskı, s. 661.).

Yağma suçunun suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işlenmesi hâlinde önceki fıkranın aksine ortada fiilen bir suç örgütünün bulunması, failin örgütün üyesi olmasa bile örgüte yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi gerekmekteyken suçtan elde edilen yararın örgüte aktarılması şart değildir. Madde gerekçesinde “yarar” deyiminin geniş şekilde anlaşılması gerektiği bildirilmiştir (YCGK-K.2019/690).

Yağma suçu, ceza miktarı açısından en vahim suçlardan olduğundan iddia ve savunmanın mutlaka bir  Ceza Avukatı aracılığıyla yapılması gerekir.

Yağma Suçunun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Yağma suçu şikayete tabi bir suç değildir. Bu nedenle, şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesine veya daha az cezaya hükmedilmesine yol açmaz. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği savcılık tarafından öğrenildiğinde kendiliğinden soruşturma başlatılmalıdır. Yağma suçu açısından herhangi bir şikayet süresi yoktur. Ancak, suçun dava zamanaşımı süresi 15 yıl olup, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl geçmeden işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.

Gasp suçu nedeniyle yargılama görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Yağma Suçu Yargıtay Kararları

DAĞLAR HUKUK BÜROSU

Eşinin Bileziklerini Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Amacıyla Yağmalama

Evli olan sanık ile mağdure arasında sanığın işini değiştirmek istemesi üzerine tartışma yaşandığı, 03.10.2015 tarihinde sanığın …’a dönme kararı alarak otobüs terminaline gittiği, buradan mağdureyi arayarak kendisi ile …’a dönüp dönmeyeceğini sorduğu, aldığı olumsuz yanıt üzerine mağdurenin kaldığı kayınvalidesinin evine giderek birkaç ay önce borçlanarak aldığı iki adet altın bileziği, borçlarını ödemek üzere mağdureden geri istediği, bu sırada mağdurenin kolunu sıktığı, mağdurenin “Bilezikleri alman için kolumu kesmen gerekir!” demesi üzerine de bıçak almak için mutfağa yöneldiği, sanığın hareketlerinden korkan mağdurenin kolundaki bileziklerini çıkartarak sanığa verdiği, daha sonra sanığın mağdurenin yüzüne yumrukla vurduğu olayda; suça konu bileziklerin evlilik birliği içerisinde sanık tarafından borçla alınarak mağdureye verildiği, sanık müdafisinin temyiz dilekçesinde de belirttiği üzere bu bileziklerin yatırım amacıyla alındığı, daha sonra sanığın borçları ödemek için bilezikleri geri istemesine rağmen mağdurenin iade etmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, suça konu bilezikler üzerinde sanık ile mağdure arasında alacak hakkı doğuran bir hukuksal ilişkinin bulunduğu ve bu hâliyle sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu – K.2021/395).

Yağma Suçunda Tanık Olmaması ve Mağdur Beyanının Delil Değeri

“Yağma” suçu yönünden ise, somut olayda bizzat yağma anını gören tanık bulunmamaktadır. Suçun konusu, katılan/ mağdurenin çantasından ve komidin çekmecesinden alındığı iddia edilen toplam 280.-TL paradır. Sadece fiziki paranın yağmalanması olaylarında olay anına ilişkin olarak, yağmalanan haksız kredi kartının kullanımı ve banka ATM’lerinden sahibi yerine para çekme gibi durumlarda olduğu gibi başkaca herhangi bir maddi delil de sözkonusu olamamaktadır. Yağma olayları genelde tanığı bulunmaksızın meydana gelmekte, bu nedenle mağdur beyanı ve teşhisi önem kazanmaktadır. Olayımızda da yağma anının tanığı bulunmadığı için, sanığın suç teşkil eden haksız fiilinin belirlenmesinde ve hukuki nitelendirilmesinde olayın aynı zamanda tek tanığı olan mağdurun anlatımı öne çıkmaktadır. Kaldı ki, bütün diğer delillerle, katılan/mağdurenin iddiaları birebir doğrulanmış, beyanlarının oluşa uygun bulunduğu anlaşılmış bulunmaktadır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar : 2016/4925).

Yağma Suçunda Malın Satılması Halinde Etkin Pişmanlık

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 sayılı kararı ışığında, sanıkların mağdurdan yağmalamak suretiyle elde ettikleri cep telefonunu sattıkları …‘ün adresini göstermeleri sonucunda kolluk görevlilerinin telefonu temin edip, mağdura iade ettiklerinin anlaşılması karşısında; yağmalanan malın üçüncü kişiye satılması halinde, failin, bizzat pişmanlık göstererek, mağdurun zararını tazmin etmesi yanında satın alan iyi niyetli ise, satın alanın zararını da gidermesi; kötü niyetli ise, satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerektiğinden; öncelikle sanıklardan telefonu satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin zararının giderilip giderilmediği araştırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yetinilip, TCK’nin 168/3. maddesinin uygulama koşullarının karar yerinde tartışmasız bırakılması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi -Karar : 2019/3305).

Yağma Suçunda Yaralamanın Derecesi

Yağma suçunun işlenmesi sırasında, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmemesi halinde, ayrıca kasten yaralama suçundan hüküm kurulamayacağı; olay sırasında hayati tehlike geçirmeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanan katılana yönelik kasten yaralama eyleminin, yağma suçunun unsuru niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. CD -Karar : 2020/876).

Yağma Suçunda Sanığın Takip Edilmesi

Sanığın, müştekiye omuz atıp sendeleyen müştekinin omzunda asılı duran çantayı alıp kaçtığı sırada peşine düşen tanıklar tarafından yakalanacağını anlayarak çantayı yere attığı olayda, sanığın çantayı almasıyla eylemin tamamlandığı gözetilmeden teşebbüsten hüküm kurularak eksik ceza tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2018/248).

Evlilik İçinde Eşe Karşı İşlenen Yağma Suçu

TMK’nun 220/1. maddesi uyarınca eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyaları kişisel mal olarak sayılmıştır. Burada ifade edilen genellikle eşlerin günlük hayattaki ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan eşyalar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Eşlerin giyim eşyaları, takıları, hobi eşyaları, cep telefonu, makyaj malzemeleri, bakım eşyaları gibi eşyalar bu kapsamda sayılabilir. Eşlerden birine ait takılar; kişisel kullanıma özgüyse, değeri ne kadar yüksek olursa olsun kanun gereği kişisel mal sayılacaktır. Kişisel malın yalnızca malik olan eş tarafından kullanılması da gerekmektedir. Kadın eşe takılan takılar ise, kural olarak bağışlama niteliği taşıdıkları için kadının kişisel malı sayılmaktadır. Nitekim Yargıtayın yerleşmiş içtihadı bu doğrultudadır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirdirildiğinde;

Suç tarihinde evli olup ortak konutta bulundukları sırada sanığın TOKİ’ye olan borcunu ödeyebilmek için katılandan kolundaki 3 adet bilezik ile boynundaki altın kolyesini istediği, katılanın vermeyeceğini söylemesi üzerine sanığın boğazına sarılıp öldüreceğinden bahisle tehditle birlikte kolundaki 3 adet bileziği pense ile keserek ve boynundaki kolyeyi kopararak zorla aldığı olayda; fazla miktarda olmayan ziynet eşyası katılanın mülkünde olup, katılan tarafından takı olarak kullanıldığı, sözü edilen takıların katılanın kişisel malı olduğu, bu nedenle “edinilmiş mallara katılma rejimine” dayalı bir hukuki ilişkiden söz edilemeyeceği, sanığın da aşamalarda zorla aldığı altınların ortak mülkiyetinden söz etmediği, sanık ile katılan arasında başkaca alacak ve borç ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nun 150. maddesinin birinci fıkrasının uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir (YCGK-Karar : 2018/122).

Sevgilisinin Telefonunu Faydalanma Amacı Olmadan Kullanmak Yağma Değildir

765 Sayılı TCK’nda “gasp” olarak adlandırılan yağma, esasında cebir veya tehdit kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktan ibarettir. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.

Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.

Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir.

Ceza Genel Kurulunun 05.07.2013 gün ve 1548-346 sayılı, 25.02.2014 gün ve 678-98 sayılı, 20.05.2014 gün ve 617-271 ve 18.11.2014 gün ve 810-501 Sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanığın olay tarihinde, iki yıldır birlikte olduğu mağdurenin başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu düşünerek evine gidip yanında bulunan silahı mağdureye doğrultarak tehdit ettiği, silahın kabzasıyla mağdureye vurduğu, mağdurenin elinde bulunan telefonu arama kayıtlarına bakmak amacıyla zorla aldıktan yaklaşık 20 gün sonra iade ettiği olayda, olay yerine gelen sanığın mağdureye “evde kim var orospu” demesi, telefonu arama kayıtlarına bakmak için alması, kullanmadan mağdureye iade etmesi gözetildiğinde, ekonomik durumu iyi olan ve yaklaşık bir yıldır mağdureyle birlikte olan sanığın, mağdurenin başka bir kişiyle ilişkisi olup olmadığını öğrenmek için telefonunu aldığı anlaşılmakta olup sanığın faydalanmak amacıyla telefonu aldığı sabit olmadığından, üzerine atılı yağma suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, ancak sanığın mağdura karşı gerçekleştirdiği eylemlerin silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını oluşturabileceğinin kabulü gerekmektedir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2016/33 Karar).

Yağma suçundan beraat yargılama sonunda yargılanan sanık hakkında verilebilecek kararlardan biridir. Beraat sanık hakkında verilebilecek en lehe karardır çünkü cezaya hükmolunmaması sonucunu doğurmaktadır. Beraat kararının hangi hallerde verildiği 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 223. maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Yağma suçundan beraat kararı alan sanığın aklandığı, temize çıktığı anlamına gelir. CMK m.223/2 hükmü ceza muhakemesine ilişkin genel bir düzenleme olması sebebiyle belirtilen hallerde basit yağma suçundan beraat kararı verilebileceği gibi nitelikli yağma suçundan beraat kararı da verilebilecektir. Bu makalemizde yağma suçunda beraat kararı ile ilgili açıklamalarda bulunacağız. Hukuki yardım ve danışmanlık için Tahancı Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Yağma suçundan beraat duruşma sona erdikten sonra sanık hakkında verilebilecek bir karardır. Beraat kararı sonucunda yağma suçundan yargılanan sanığın mahkemece suçu işlemediği kanaatine varıldığı, aklandığı anlamına gelir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m. 223/2 hükmüne göre beraat kararı;

1) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,

2) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,

3) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,

4) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,

5) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması hallerinde verilir.

Yağma suçundan yargılana sanık hakkında mahkemenin yaptığı kovuşturma neticesinde bu beş durumdan bir söz konusu olduğunda sanık hakkında beraat kararı verilir.

Yağma suçunun oluştuğunu söyleyebilmek için maddi ve manevi unsurlarının bir arada bulunması gerekir. Eğer failin fiili kanunda tanımlanan yağma suçunu oluşturmuyorsa bu durumda derhal beraat kararı verilir. Bir başka hal olan sanığa yüklenen yağma suçunun işlenmediğinin sabit olmasıdır. Örneğin sanığın suç tarihinde olay yerinde değil de başka bir yerde olduğu kanıtlandığı durumda beraat kararı verilir.

Yağma suçunda mahkûmiyet için yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller bulunmaması durumunda sanık hakkında mahkeme tarafından beraat kararı verilir. Sanığın yağma suçunu işlediği yönünde mahkemenin şüphe duyması halinde ceza muhakemesine esas teşkil eden şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraat kararı verilir. Bu durum sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması halidir.

Yağma Suçundan beraat kararı verilmesinin bir diğer hali sanığın kasten hareket etmemiş olmasıdır. Yağma suçu ancak kasten işlenebilen suç tiplerinden biridir. Bu nedenle sanığın taksirle hareket etmesi durumunda beraat kararı verilir.

Sanığa yüklenen yağma suçu işlenmiş olmasına rağmen hukuka uygunluk nedeni bulunması halinde de beraat kararı verilir. Hukuka uygunluk nedenleri TCK m.24-26 arasında düzenlenmiştir. TCK m.24 kanun hükmünü yerine getirme başlıklıdır. Buna örnek verecek olursak icra memurunun malları zor kullanarak alması hukuka uygunluk nedenidir. TCK m.25 meşru savunma halinde faile ceza verilmeyecektir. Yağma suçunun meşru müdafaa ile işlenmesi uygulamada az karşılaşılabilecek bir durumdur. Ancak failin mağdur tarafından saldırıya uğraması sonucunda, mağdurun elindeki silah gibi aracın cebir veya tehdit yoluyla alınması örnek verilebilir. TCK m.26 hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası da hukuka uygunluk nedenidir. Malvarlığı hakları kişinin mutlak surette tasarruf edebileceği haklardan olması sebebiyle mağdurun rızası söz konusu olduğu mahkemece yapılan kovuşturma sonucunda anlaşıldıysa bu durumda sanık hakkında yağma suçundan beraat kararı verilecektir.

Nitelikli Yağma Suçundan Beraat

Nitelikli yağma suçundan beraat kararı da yukarıda yaptığımız açıklamalar aynı şekilde geçerlidir. CMK m.223/2 de sınırlı sayıda sayılan haller söz konusu olduğunda ancak beraat kararı verilir. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkemece bu yönde karar verilmediği hallerde kanun yollarına başvurulabilir. Yağma suçundan yargılama sonucunda verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır.

Yağma veya nitelikli yağma suçundan yargılanan sanık hakkında kovuşturma aşamasında derhal beraat kararı verilmesi gerektiği hallerde mahkeme artık delil toplamaya ya da araştırmaya gerek olmadığını ifade etmiş anlamına gelir. Bu durumda mahkeme tarafından durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez. Beraat kararı durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararlarından daha lehe bir karardır. Beraat kararı adli sicile işlenmeyen kararlar arasındadır. Bu nedenle sürecin uzman bir ceza avukatı aracılığıyla sürdürülmesi yaşanabilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi noktasında önem arz etmektedir.

Yağma Suçu Yargıtay Kararları

Bir kimsenin ölmesinden yararlanarak hırsızlık suçu işlenmesi yağma suçunu oluşturmayacağı

“Sanığın, maktulü kendisine hakaret etmesi ve basit şekilde yaralaması nedeni ile öldürdüğü daha sonra aniden gelişen kastla maktulün ölmesinden yararlanarak cep telefonunu aldığı anlaşıldığı halde haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan ve kişinin ölmesinden yararlanarak geceleyin hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, suçların niteliğinde yanılgıya düşülerek bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacı ile öldürme ve nitelikli yağma suçlarından hüküm kurulması, sanığın olay sırasında yalnız olduğu kabul edildiği halde birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş gibi hüküm kurulması hukuka aykırıdır.” (Y1.CD, 1.7.2014, E. 2014/2388, K. 2014/3669)

Yağma suçu sonucunda yaralama eylemi

Pazara çıkan yakınanın, bir ara yere çömelip elindeki poşetleri düzeltmek istediği esnada sanık aniden koşarak gelip, içinde cep telefonu, para ve kartlarının olduğu el çantası bulunan poşeti almıştır. Sanığın poşeti çekmeye devam ettiği sırada yakınanın yere düşerek basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralanmasına sebep olan eylemleri yağma suçunu oluşturur. (Y6.CD, 24.11.2014, E. 2012/11903, K. 2014/20394)

Hırsızlık olarak başlayan eylemin yağma suçuna dönüşmesi

“Gündüz saatlerinde yakınanın oturduğu daireye kapısını tornavidayla açıp hırsızlık amacıyla içeri giren ve yakınana ait cep telefonunu alan sanık, bina dışında gözcülük yapan diğer sanığın telefonla binaya birinin geldiğini haber vermesi üzerine evden dışarı çıkmış ancak kapı önünde karşılaştığı yakınanın durumdan şüphelenmesi üzerine sanığın arka cebinden çıkardığı bıçağı yakınana doğrultup kendisini bırakmasını sağladıktan sonra evden aldığı yakınana ait telefonla birlikte kaçtığı olayda sanığın hırsızlık olarak başlayan eyleminin yağma suçuna dönüştüğü gözetilmeden karar verilmesi doğru değildir.” (Y6.CD, 10.6.2015, E. 2013/7728, K. 2015/42059)

Yağma Suçuna Teşebbüs

“Olay yeri olan cadde üzerinde yetkili mercilerden alınmış otopark işletme izin ve belgesi bulunmayan sanıkların, aracını yol kenarına park eden ve otopark ücreti talep ettikleri yakınandan olumsuz yanıt almaları üzerine, “sen bu parayı nasıl vermezsin sinkaf ederim seni yavşak” diyerek ve yakasından ve boğazından tutarak yakınana tekme salladıkları anlaşılmıştır. Yakınan, parayı ödemeden ellerinden kurtulup aracına binerek karakola gidip şikayetçi olmuştur. Sanıkların eyleminin yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.” (Y6.CD, 3.3.2015, E. 20232/15290, K. 2015/37733)

Cep telefonunun faydalanmak niyeti bulunmadan alınmış olması yağma suçunu oluşturmayacağı

“Dava; nitelikli yağma suçuna ilişkindir. Müştekinin bir süre birlikte olduğu Suriye uyruklu bayanla duygusal arkadaşlığının olduğu ve cep telefonunda birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, müştekinin “Benimle birlikte olmazsan resimleri kocana gösteririm” dediği, istem dışı hareketlere zorlanmasından etkilenip, onun bir şekilde görüntüleri silmesine yardımcı olma kararı ile harekete geçen sanık ve arkadaşlarına, mağdurun karşı durması üzerine sanık ve arkadaşlarının onu yaralayıp görüntülerin kayıtlı olduğuna inandıkları cep telefonunu aldıkları olayda, sanığın yağma kastından bahsedilemeyeceği düşünülmelidir.” (Y6.CD, 7.10.2019, E. 2019/2158, K. 2019/4577)

Yağma suçunda her suç için ayrı ayrı ceza verileceği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı

Sanığın başka bir kişi ile gece sayılan zaman diliminde müştekiye ait mağdurların çalıştığı, benzin istasyonuna elinde pompalı tüfek ile dört defa gelerek market kısmından her defasında yiyecek içecek malzemeleri alması gözetildiğinde; eylemin geceleyin silahla birden fazla kişi ile birlikte iş yerinde 4 defa yağma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması hukuka aykırıdır.  (Y6.CD, 2.7.2014, E. 2014/6994, K. 2014/15421)

Yağma suçuna konu edilen malın değerinin azlığı nedeniyle daha az cezayı gerektirmesi

Yağma suçunda; eylemlerin geceden sayılan zaman diliminde işlenmediği ve silahtan sayılan bıçak kullanıldığı gözetilmelidir. Sanığın, annesi olan katılandan parayı tehdit ile alarak bu miktarlar ile yetindiği, daha fazlasını istemediğinin anlaşılması karşısında sanığın özgülenen kastı da gözetilerek hakkında daha az cezayı gerektiren hal hükmünün değerlendirilmesi gerekir. (Y6.CD, 2.5.2014, E. 2014/7077, K. 2014/13365)

Yağma suçunun evlilik içinde eşinin ziynet eşyasını şiddet kullanarak alma işlenmesi

“Mağdur ile sanığın evli oldukları, olay tarihinde sanığın borçlu olması nedeni ile düğünde hediye olarak verilen ve mağdurun kolunda takılı bulunan 8 ( sekiz ) adet bileziği nakde çevirmek için istediği, mağdurun bilezikleri vermek istememesi üzerine tekme ve tokat atmak suretiyle döven sanığın zorla bilezikleri çekip aldığının anlaşılması karşısında; eylemin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.” (Y6.CD, 17.4.2013, K. 2010/14024, K. 2013/8227)

Yağma suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanındadır

Sanığın, geceleyin evine gitmek üzere yürüyen yakınana önce omuz attığı, sonrasında yoluna devam eden yakınanın kemerinden tutup tehdit ettiği, olayın büyümemesi için yoluna devam eden yakınanın pantolonunun cebini kontrol ettiğinde, parası ve cüzdanının yerinde olmadığını anladığı olayda eylemin yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları takdir ve tartışma görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu kabul edilmelidir. (Y6.CD, 10.4.2013, E. 2010/14146, K. 2013/7895)

https://www.daglarhukuk.com/1-tehdit-sucu-nedir/

https://www.daglarhukuk.com/santaj-sucu-nedir/

https://www.daglarhukuk.com/1-kasten-yaralama-sucu-ve-cezasi/

×

Merhaba! Randevu ve diğer talepleriniz için iletişime geçebilirsiniz.

× Whatsapp Destek